bir oyun oynayalım.
birlikte, ikimiz birlikte. artık söz verdin suç ortağım hatta dert ortağım olacaksın bu yazıyı okumaya başladın oysa ki ben sanardım kimseler istemezdi
okumak söz de vermezlerdi sevgi de vermezlerdi ya severlerdi de gösteremezlerdi
ne olurdu gösterseler korkardılar belki de kaçıp gitmesinden elde olanın. neden
kaçıp gider sevilen elde olduğu için mi sevilmek çirkin olduğu için mi yoksa sadece sevilene kadar mıdır bu
sevgi maratonu. cevap veremiyorsun ya içinde dönüyor senin de kaset biliyorum
arada bozuk ve paslı bi radyo gibi cızırdasa da susmuyor biliyorum bende de var
bitane antikacı almıyor onda da var herhalde. geceler uzun sürüyor sabah iki
dakikada oluyor bi amca vardı halbuki gençmiş de müezzin olunca asla genç olamaz insan geçerdi kapının
önünden sabahın körü olurdu çıkardı tepeye karda soğukta okurdu selam da verirdi hiç öyle müezzin
olunur muydu? vantilatörler vardı bi de klimalar vardı üfürükçülerin görüneni
makbuldü klimaların iyi saklananı. insanların neyi seveceği belli olmazdı benim sevdklerimi sevmezlerdi
nasıl olurdu da annem kereviz bamya türlü türevlerini severdi acaba annem hiç
çocuk olmamış mıydı ya da ben hiç
büyümemiş miydim geçen gün evde
bamya vardı kazara yapılmış olmalıydı tuhaftır yiyesim geldi biraz yuttum kusmadım allah
muhafaza büyümüş olmayayım çocuklarıma
kelle paça kaynatmayayım küçüktüm tencereden bacak çıkmıştı tırnakları görmüştüm halbuki bebekken pek bi severmişim bayıla bayıla paça yermişim bi günde hastaydım kusuyordum annem süt
ısıttı şeker kattı ekmek bandı ağzıma koydu üç metre öteye kustuğum rivayet edilir ama annem bilmez miydi ben
hiç sıcak süt içer miydim. insanlar bi tuhaflar kendilerine gerçek yaratmada
pek başarılılar. bi de sanki
büyümekten hiç mi hiç korkmazlar. halbuki ben çocukluktan korkardım en çok.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder