27 Mayıs 2013 Pazartesi

pişmanlık : havada asılı kalan mavi bir dumanın grideki hali

uykularımı çaldım kendimden. bir gün uyandım ve bana hiç yakışmayan bir kıyafet giydim üzerime. kimseler görmesin diye halimi, kimselere göstermedim kendimi. nefret ettim sesszice. gülümsemelerimin ardına sakladım hıçkırıklarımı. dostluğumu kirletti kıyafetim. o kırmızı pullu dans ayakkabıları gibi yapıştı üzerime. çıkaramadım. hiç durmadan dans edebildim sadece. yanlış kişilere yanlış sözler verdim. yine yanlış bir sadakatle tuttum sözlerimi. içimde tuttum hep akıtmam gerekenleri. anlık düşünmezliklerimin, geçiçi umarsızlıklarımın kurbanı oldum. ve dostum kaydı ellerimden. şimdi sadece parmaklarımın ucundan tutunabiliyorum ona. sımsıkı sarılıyorum o benden kurtulmak isterken. acıtıyorum onu istemeden, acıttım onu istemeden. işte bundandır çektiğim keder. suskunluklarım ve kapattığım gözlerim battı yüreğime. kendi yarattığım bir bıçakla dağlıyorum yüreğimi. eğer dindirecekse onun acısını, yeğlerim devam etmeyi deşmeyi göğsümü. sanki her nefeste cıva çekiyorum yüreğime. ağırlaşıyor, çöküyor, dibe vuruyorum an geçtikçe. keşke çıksaydım o rezil halimle onun karşısına. iğrençsin deseydi bana. dökseydi ağzından lekemi suratıma. ve bu şekilde yıkanabilseydim. çıkamadım karşısına. yanlış bir kişinin dilinden gördü çirkinliğimi. derdimi anlatamadım ona. ihanete uğrarken ihanet ettim ona. şimdi beni arındırması için yalvarmaktan başka şey gelmiyor elimden. onunsa beni görmek gelmiyor içinden. pişmanlık ve mutsuzluk havada asılı kaldı. maviliğinden eser kalmadı karanlığın içinde. şimdi elimde kalan tek şey, gri.